Kahramanmaraş merkezli depremlerin bölgedeki farklı fayların da statik dengesini bozmuş olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bekler, “Artık depremimizi bekliyoruz. Bir şekilde bu depreme bir misafir gözüyle bakmıyoruz ama deprem kapımızı bir kere çalacak. Umarım iyi karşılarız” dedi.
Edirne’nin Keşan ilçesinde kaymakamlık, Trakya Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile ‘Keşan 1’inci Deprem Çalıştayı’ düzenlendi. Protokol üyelerinin yanı sıra vatandaşların da katıldığı çalıştayda “Keşan ve Saros Bölgesi’nin Depremselliği”, “Sağlık ve Yönetim Boyutuyla Afet”, “Doğal Afetler Sürecinde İletişim ve Halkla İlişkiler”, “Afetlerde Hazırlık ve Koordinasyon”, “Afet Sonrasında Arama Kurtarma ve Gönüllülüğün Önemi”, “Keşan’da Yapılaşmanın Geçmişi ve Geleceği” konuları ele alındı.
“Marmara Denizi’ne kıyısı olan kentler Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisindeki uzantılarının üretebileceği depremlerden oldukça fazla etkilenecek”
Çalıştayda sunum yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, beklenen Marmara depremi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölge ve çevre fayların da etkisi altına giren bölgelerde deprem ile ilgili çalışma programlarının hız kazandığını belirten Bekler, “Marmara Denizi’ne kıyısı olan kentler, özellikle de Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisindeki uzantılarının üretebileceği depremlerden oldukça fazla etkilenecektir. Dolayısıyla şehirlerimizin, kentlerimizin durumu nedir, deprem yoğunluğu son 100 yıl içerisinde artış gösteriyor mu, faylarımızın durumu nedir, bunların tanımlamalarını yapıyoruz. 1912 depremini oluşturan fay ve 1912 depremini ele alacağız. Gelecekte benzer büyüklükte depremlerin bu bölgeyi ne kadar etkileme ihtimali var, onlardan bahsedeceğiz. Kentleşmenin öneminden bahsedeceğiz” dedi.
“Benzeri depremleri önümüzdeki dönemlerde göreceğiz”
Bugün Marmara Denizi’nde meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki depremin bölgedeki tarihi faylardan biri tarafından üretildiğini söyleyen Bekler, “Benzeri depremleri önümüzdeki dönemlerde göreceğiz. Fayların aktif olarak çalıştığını gösteriyor. Bu bir insanın kalbinin atmasına benziyor. Ona atma diyemiyorsunuz, faya da çalışma diyemiyorsunuz. Her sistem, kendi yakın çevresindeki sisteminin üzerinde bir gerilme oluşturur. 99 depreminde bunu gördük, 6 Şubat depremlerinde bunu gördük” ifadelerini kullandı.
“Deprem kapımızı bir kere çalacak, umarım iyi karşılarız”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin bölgedeki farklı fayların da statik dengesini bozmuş olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Tolga Bekler, “Genel itibarıyla Anadolu’nun genel bir tektonizmasını, o durağan tektonizmasını ya da standart çalışan bir tektonizmayı bozdu. Zaman açısından bir şey söylememiz mümkün değil ama bu fayların ne kadar hızlı, ne kadar aktif, ne kadar düzensiz çalıştığının da göstergesi bu. Keşan başta olmak üzere, Tekirdağ olsun, Marmara kıyıları olsun, Kuzey Anadolu Fayı’nın farklı geometrik segmentlerine oldukça yakın. Belirli gerilmeler var. Bunun zamanını tabii bilemiyoruz ama şimdiye kadar bizim bütün hazırlıkları bitirmiş olmamız gerekiyordu. Artık depremimizi bekliyoruz. Bir şekilde bu depreme bir misafir gözüyle bakmıyoruz ama deprem kapımızı bir kere çalacak. Umarım iyi karşılarız” şeklinde konuştu.