6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık depremler yüreğimizi yaktı.
Yıkılan binalar binlerce vatandaşımıza mezar oldu.
Depremin ardından hemen harekete geçildi ve bölgeye madenciler gönderildi.
Enkazın ve göçüğün ne demek olduğunu iyi bilen madencilerimiz canla başla çalışmaya başladı.
Deprem bölgelerinde çıkardıkları insanlarla umutlarımızı yeşerten kahramanlar, tüm ülkenin gönlünde taht kurdu.
Kahraman madencimizden duygulandıran sözler
Deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmalarına katılan Zonguldaklı maden emekçisi Ömer Tok’un, TV100’e mikrofonuna yaptığı konuşması ise sosyal medyada gündem oldu.
Madenciler için vazgeçmenin olmadığını söyleyen Tok, “En başından beri buradayız. 600’e yakın personelimizle çalışıyoruz. Her enkazın başındayız. Isı, ses bizim için hiç fark etmiyor. Nerede olmamız gerekiyorsa oradayız.” dedi.
60 saate varan yorgunluklarının hiçbir zaman motivasyonlarını azaltmadığını da sözlerine ekleyen Ömer Tok, söyledikleriyle izleyenleri duygulandırdı.
“Biz madenciyiz, umudun, koşmanın ne demek olduğunu en iyi biz biliriz”
İşte maden emekçisi Ömer Tok’un söyledikleri:
En başından beri buradayız. 600’e yakın personelimizle çalışıyoruz. Her enkazın başındayız. Isı, ses bizim için hiç fark etmiyor. Nerede olmamız gerekiyorsa oradayız. Burada da bir ısı alındığı söylendi. Biz de bir umut diye buraya koşarak geldik. Bizim için vazgeçmek yok. Mücadelemize devam ediyoruz. İlk gün nasıl heyecanla gelmişsek hala da aynı heyecanla aynı motivasyonla çalışıyoruz. 60 saate varan uykusuzluklarımız da oldu. Ama bu hiçbir zaman bizim motivasyonumuzu azaltmadı. Arkadaşlarım hala güçlü hissettiklerini söylüyorlar. Hala çalışmaya hazırlar. Yine bu enkazdaki umut gibi onlarca umudun peşinden gittik. Yine gitmeye devam edeceğiz, yine çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü kendimizi güçlü hissediyoruz. İnsanlarımıza umut olmaya geldik. Biz madenciyiz, umudun, koşmanın ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Çünkü yer altında ışıkları görmeden çalışıyoruz. Işığın ne olduğunu da çok iyi biliyoruz. Yer altında, enkaz altında kalan vatandaşlarımızı en iyi anlayabilecek grup biziz. Bu amaçla bizi de bütün arkadaşlarımızı da motive eden bu çalışma.
“Bizim yorgunluğumuz milletimizin yorgunluğunun yanında hiçbir şey”
Madenciler korkusuz değildir aslında. Korktukları için daha iyi mücadele ederler. Geri döndüklerinde sevdiklerine kavuşmak isterler. Şimdi buradaki insanları da canlı olarak sevdiklerine kavuşturmak için çalışıyorlar. Bizim tek farkımız, hani bir laf son zamanlarda dolaşmaya başladı, ‘Gözümüzün kesmediği yere biz gireriz’. Risk anlayışımız biraz daha farklı. Buna korkusuzluk da denilebilir ama arkadaşlarıma bu korkusuzluğu aşılayan aslında umudun peşinde koşma hissi. Arkadaşlarımla birlikte ilk günden beri çalışıyoruz. Bizim yorgunluğumuz milletimizin yorgunluğunun yanında hiçbir şey. Biz çalışırız, bir süre sonra belki bu yorgunluğumuz azalır ama biz insanlarımızın yanında olmadığımız zaman kendimizi daha yorgun hissederiz. Şu an yorgun görünüyor olabiliriz ama içimizde hiçbir yorgunluk yok.